Ali, dışarıda yağmurun dinmesini beklerken arkadaşı Ozi ile sohbet ediyordu. Tabi ki bu sohbetleri kimse duyamazdı ve anlayamazdı. Sadece ikisi arasında kurulan ve gelişen bir dostluğun parçasıydı bu içsel konuşmalar...
Ozi, ona dokuzuncu yaş günü hediyesi olarak babası tarafından alınmıştı. Turuncu ve yeşil süzgeçleri ile o kadar güzeldi ki. Ali her gün okul dönüşü ona yemini verirken bir yandan da gün içinde yaşadıklarını anlatırdı, bazen de arkadaşı ona atalarından dinlediği deniz hikâyelerini ve sonsuz okyanusları anlatırdı.
Ali yüzme bilmiyordu ama Ozi’nin anlattığı hikâyeler öyle güzeldi ki sık sık kendini sonsuz sularda yüzerken hayal ederdi. Bazen bir geminin kaptanı bazen de bir deniz fenerinde gemilerin yoldaşı olurdu. Oysa yaşadığı şehirde deniz bile yoktu, mavinin tek tonu gökyüzü mavisiydi. Ali bu hayalini aradaşı Ozi ve iki sokak ötede oturan dedesi ile paylaşırdı.
Bir gün okul çıkışında gördüğü bir afiş heyecandan yerinde zıplatmıştı onu.
“Yüzme Öğrenmeyen Kalmasın’’ sloganı ile dikkatini çeken afişte, havuzda yüzme öğrenen çocuklar ile yetişkinlerin fotoğrafları ile kısa cümlelerle yüzmenin faydaları anlatılıyordu.
Biraz daha inceleyince sorularla ve minik çıkartmalarla yüzme öğrenmek isteyen herkesi hedefe yönlendiriyordu afiş.
Ali eve gitmeden önce dedesine uğradı ve gördüğü afişten bahsetti ona.
- Büyükbaba sen de öğrenebilirsin.
- Aman evladım benden geçti artık, çok zor benim için her şey.
- Yüzersen daha sağlıklı olursun ama.
- Sağlıklı mı? Yüksek tansiyonum var benim, tansiyon olur da şeker geri kalır mı o da var elbet. Sonra diz ağrılarım...
- Tamam işte, yüzme kaslarını güçlendirerek ağrılarını dindirir.
- Hımm sen iyice öğren bakalım işin aslını da ben düşüneyim bir yandan.
- Ali, dedesinin onu kırmayacağını biliyordu, oradan ayrılıp eve giderek bir an önce Ozi’ye anlatmalıydı.
“Çok sevindim, hayallerini gerçekleştirebilmek için havuzda yüzmeyi öğrenerek başlayabilirsin’’dedi arkadaşı heyecanla.
Birkaç gün sonra projenin ayrıntılarını öğrencilerle paylaşmak ve ön kayıt almak için okula bir stant kuruldu. Stantta görevli olanlardan ilk konuşan üniversite öğrencisi bir abla “yüzme neden önemli’’diye bir soru sorduktan sonra stant etrafında toplanan öğrencileri izledi bir süre ve ardından kısa cümlelerle yüzmenin en temel faydalarını saymaya başladı:
-Kilo kontrolünü sağlar.
- Kan akışını en iyi seviyede tutar.
- Bağışıklık sistemine yardımcı olur.
- Kaslarımızı güçlendirir.
- Kalbe daha fazla kan pompalandığı için kan dolaşımı en iyi seviysde olur
- Astım, diyabet, kolesterol gibi hastalıklara iyi gelir ve önleyicidir.
- Zihinsel ve fiziksel dinginlik sağlar.
- Ali, dikkatle anlatılan her şeyi dinliyordu çünkü akşam dedesine anlatacaktı.
Projeyi tanıtmakla görevli başka bir genç ağabey, söz alarak projenin nasıl uygulanacağı konusunda bilgiler vermeye başladı. Projenin ne zaman uygulamaya geçeceğini, süresini ve işleyişini anlatmaya başladı. İlk başvurular tamamlandıktan sonra yaş ve cinsiyet grupları oluşturulacak, bildirilen adreslere göre herkes evine en yakın havuza yönlendirilecekti.
Her grup için hedeflenen süre 6 hafta (12 saat) olarak belirlenmiş olup grup sayıları kayıtlardan sonra belirlenecekti. Bunlardan sonra artık süreç takvimlendirilecekti.
- Ali, ayrıntıları öğrendikçe heyecanı artıyordu. Neden 1.000.000 kişiden biri o olmasın ki diye düşündü. Bir an önce eve gidip ailesine anlatmalıydı.
Başka bir proje tanıtıcısı söz alarak elinde tuttuğu dikdörtgen kartı gösterip, dileyenlerin bu kartlardan bir tane alabileceklerini söyledi. Ali bu karttan bir tane alıp, önce yüzeyini sonra arkasını hızlıca inceledi. Ön yüzeyinde gördüğü afişin bir minyatürü, arka yüzünde ise projenin ayrıntıları dökümante edilmişti. Ailesine anlatırken bu karttan faydalanabilirdi. Sözlerine devam eden tanıtıcı aynı zamanda sekiz haftalık kursu başarı ile tamamlayıp, yüzme öğrenen herkesin yüzme sertifikası alabileceğini söyledi. Ayrıca süreç boyunca antrenörler tarafından izlenen ve yetenekli olduğu düşünülen öğrencilerin bu alanda toplumun farklı bileşenleri tarafından desteklenerek yetiştirileceklerini belirtti.
Ali, birden kendini gemi kaptanlığından milli bir yüzücüye dönüşürken hayal etti. Ay yıldızlı bayrağımızı temsil eden dünyanın en iyi yüzen adamlarından biri olabilirdi.
Ali, stantta ön kaydını yaptırdıktan sonra okul çıkışını heyecanla bekledi. Akşam ailesini ve dedesini ikna ettikten sonra bir kaç basit evrakı teslim ederek kaydını tamamlayabilecekti.
Okul çıkışı dedesine giderek kartı gösterip öğrendiği her ayrıntıyı ona anlattı ve sonunda dedesi de kayıt yaptırmak istediğini söyledi. Beraberce eve geçip, anne ve babasına birlikte yüzme öğreneceklerini anlattılar.
Bu haber aileyi oldukça memnun etmişti. Havuz çok uzak değildi ve Ali, dedesi ile birlikte gidecekti. Projenin web sitesine girip kayıt işlemlerini tamamladılar. Bir kaç hafta sonra ilk grupta olduklarını ve iki hafta sonra kursun başlayacağını öğrendiler. Dede ve torun bu habere pek sevinerek erkenden hazırlık yapıp beklemeye başladılar.
Sonunda yüzme dersinin ilk günü geldi. Malzemelerini alarak havuza gittiler. Ali ilk seansta dedesi ikinci seansta idi.
İlk grup, havuzun bulunduğu salona geçtiler, kısa bir tanışmadan sonra antrenör havuz kurallarından bahsetti. Sonra tüm çocuklar duş aldıktan sonra havuz kenarında toplandılar. Antrenör ilk hafta duruş ve nefes egzersizi yapacaklarını, ikinci hafta kullanacakları materyalleri tanıtarak bu materyallerle havuzda ilk deneyimlerini yaşayacaklarını anlattı. Sonraki haftalar için kısa bilgiler verdikten sonra havuz kenarından tutunarak suyun yüzeyinde kalmayı ve su altında nefes egzersizlerini tek tek herkese gösterdikten sonra toplu olarak yaptırmaya başladı.
Böylece yüzme dersleri plan çerçevesinde ilerlemeye devam ediyordu. Ali, gayet başarılı sayılırdı ama dedesi biraz zorlanıyordu. Her hafta kurs çıkışında yaşadıkları komik ve zor anları anlatarak eve döndüler. Bazı katılımcılar daha ilk haftalarda bırakırken, bazıları öğrenmek için çaba harcıyor, bazıları ise gayet iyi gidiyordu. Ali, iyi gidenlerdendi dedesi ise çaba harcayanlardan...
Her hafta bir önceki haftadan daha iyiydi. Bazı haftalar hep birlikte giderlerdi anne ve babası onu izlerken gurur duyardı.
Son hafta ve son ders günü artık Ali, temel teknikleri kullanarak destek almadan yüzmeyi öğrenmişti. Çok istemişti, çalışmıştı ve başarmıştı.
Çok geçmeden antrenörünün ve havuz görevlilerinin takdirini kazanarak dikkat çekmeyi başarmıştı. Dedesi çabuk yoruluyordu ama yaşına rağmen pes etmemişti ve başarmıştı. “Yaşam Boyu Öğrenme’’ , “Eğitim Her Yaşta Her Yerde’’, “Öğrenme Yaşam Döngüsü” dedikleri bu olsa gerekti.
Ali yüzme sertifikasını aldıktan sonra da yüzme derslerine devam etti. Başarısı keşfedilmişti ve artık okul dışında hayatının bir parçası olmuştu yüzme dersleri. Belki de geleceğini bu alanda inşa edecekti.